Binding and script features: MS 471 : Sırtı deri, üzeri ebrulu kağıtla kaplı, miklepli mukavvâ cilt. MS 474 : Tezhip özellikleri : “Kâle-Ekûlu” kelimeleri kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir. MS 475 : Tezhip özellikleri : “Kavluhû” kelimeleri kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir. MS 476 : Tezhip özellikleri : Cetveller ve kaynak metnin üst tarafları kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir. MS 477 : Tezhip özellikleri : “Kâle-Ekûlu” kelimeleri kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir. MS 478 : Tezhip özellikleri : “Kâle-Ekûlu” kelimeleri ve bazı terimler kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir. MS 479 : Tezhip özellikleri : Konu başlıklarını gösteren kelimeler ve metinlerin üst tarafları kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir. MS 480 : Tezhip özellikleri : 382b’deki besmele ile kaynak metnin üst tarafları kırmızı mürekkeple imlâ edilmiştir.Physical description: leaves, (13-23 lines)/ 20x14,5 cm.Contents: Birbirinden farklı 10 adet yazmanın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş ve ciltlenmiş bir eserdir (Yazma numaraları : MS 471, MS 472, MS 473, MS 474, MS 475, MS 476, MS 477, MS 478, MS 479, MS 480). MS 471: Ali b. Ömer el-Kâtibî el-Kazvinî’nin mantık ilminde kaleme aldığı ve üzerine şerh, haşiye, ta‘lîk gibi çalışmaların yapıldığı eş-Şemsiyye üzerine Kutbuddîn Râzî’nin kaynak metin kadar şöhret bulan Tahrîru kavâ’idi’l-mantıkiyye fî şerhi’ş-Şemsiyye ismiyle yaptığı şerhin tasavvurat bölümüne Seyyid Şerif Cürcânî tarafından yapılan haşiyenin haşiyesidir Ek bilgiler: On eserli mecmuanın birincisidir. Muhammed b. Baş Sofi tarafından 20 Zilkade 977/26 Nisan 1570 Pazartesi günü istinsah edilmiştir. Müstensih, istinsah gününün Hızır İlyas gününe denk geldiğini de ayrıca belirtmektedir. 1a’da Müderris Abdurrrahman adına temellük kaydı, mecmuada bulunan eserlerin ve ayrıca mecmuadaki birinci eserin künye bilgisi vardır. Derkenarlarda haşiyeler yoğun değildir. Bu notlar arasında tashih kayıtları ve minhuvâtın yanı sıra Kutbuddîn, Muhyiddîn gibi müelliflerden alıntılar vardır. 78b’de aritmetik hesaplamalar vardır. Nüsha reddâdelidir.MS 472: Alî b. Ömer el-Kâtibî el-Kazvinî’nin mantık ilminde kaleme aldığı ve üzerine şerh, haşiye, ta‘lîk gibi çalışmaların yapıldığı eş-Şemsiyye üzerine Kutbuddîn Râzî’nin kaynak metin kadar şöhret bulan Tahrîru Kavâ’idi’l-Mantıkiyye fî şerhi’ş-şemsiyye ismiyle yaptığı şerhin tasavvurat kısmına Şairzâde tarafından yapılan haşiyedir. Müellif hakkında bilgi bulunamamıştır. Kaynak metin eş-Şemsiyye bir mukaddime, üç bölüm (makale) ve bir hâtimeden meydana gelmektedir. eş-Şemsiyye’nin “Tasavvurât” kısmı Türkçeye Safranbolulu Seyyid Muhammed Fevzî tarafından Tercümân- ı Şemsiyye adıyla çevrilmiştir (İstanbul, 1307). Eserin ismi zahriyesindeki (79) kayıtlara göre verilmiştir. Ek bilgiler: Ahmed b. Devlet Sûfî tarafından istinsah edilmiştir. 79a’da eserin künye bilgisi ve Müderris Abdurrahman adına temellük kaydı yer almaktadır. Aynı mütemelliğin bu mecmuanın birinci nüshasında da temellük kaydı vardır. 95b’de birkaç defa “Mustafa” bir defa da “Mustafa Paşa merhum” yazmaktadır. 98b’de Muhammed b. Es‘ad es-Sûdânî’nin bir eserinin ilk yaprağının “b” yüzü ve de ilim tahsil edecek kişiye tavsiye içeren Arapça bir beyit vardır. 99a’da Mustafa ismi, Arapça kelâm-i kibâr ve aritmetik kayıtlar vardır. 99b’de dersten önce okunması tavsiye edilen Arapça dua vardır. Derkenarlarda tashih kayıtları vardır. Nüsha reddâdelidir. MS 473: Kazvînî’nin mantık ilminde meşhur eş-Şemsiyye’si üzerine Kutbuddîn et-Tahtânî’nin Tahrîru Kavâ’idi’l-Mantıkiyye fî Şerhi’ş-Şemsiyye ismiyle yaptığı şerhin tasavvurat bölümüne Seyyid Şerif Cürcânî tarafından yapılmış haşiyedir. Mustakim Arıcı Seyyid Şerif’in Kutbuddîn haşiyesine (tasavvurât-tasdîkât) yapılan on sekiz çalışmanın isimlerini zikretmektedir. Kaynak metin eş-Şemsiyye bir mukaddime, üç bölüm (makale) ve bir hâtimeden meydana gelmektedir. Dört fasıldan oluşan birinci bölümde lafız-mâna ilişkisi, delâlet konuları, kaplam, içlem, beş tümel, tanımlar, tanım yanlışları, dilin kaynağı gibi konular özet halinde ele alınır.Ek bilgiler: On eserli mecmuanın üçüncü eseridir. Müstensihi Ali b. Recep b. Aliyyuddin’dir. İstinsahı 1100 emaziyelevvel/Şubat-Mart 1689 Salı günü öğlen vakti, Anarlı Köyü’nde, Abdülgafûr Efendi’nin meclisinde bitmiştir. İstinsah kaydındaki ifadeye göre aynı zamanda talebe olan müstensih, nüshanın sahibidir (Kâtibuhû ve mâlikuhû). 100a’da okunamayan temellük mührü, Abdullah b. Hacı Halil b. Hasan b. Abdülhalim el-Karatâşî adına 1240 tarihli/1824-5 temellük kaydı, nüshanın kıymetini gösteren not (13 kuruş) ve müfredin çeşitlerine dair fevâid ile aritmetik hesaplamalar vardır. 151b’de nüshanın 100 “sahife” olduğunu bildiren not vardır; bu not sahaf tarafından yazılmış olmalıdır. Derkenarlarda haşiyeler vardır. Nüsha reddâdelidir.MS 474: Kazvînî’nin mantık ilminde meşhur eş-Şemsiyye’si üzerine Kutbuddîn et-Tahtânî’nin Tahrîru Kavâ’idi’l-Mantıkiyye fî şerhi’ş-şemsiyye ismiyle yaptığı şerhin tasavvurat kısmıdır. Râzî’nin şerhi medreselerde genelde Cürcânî haşiyesi ile birlikte okutulmuştur. Bu şerhin tamamı tek başına basıldığı gibi (İstanbul, 1259 vd.) haşiyeleri ile birlikte veya yalnız “Tasavvurât” kısmı basılmıştır. “Tasavvurât” kısmı Türkçeye Safranbolulu Seyyid Muhammed Fevzî tarafından Tercümân-ı Şemsiyye adıyla çevrilmiştir (İstanbul, 1307). Kaynak metin eş-Şemsiyye bir mukaddime, üç bölüm (makale) ve bir hâtimeden meydana gelmektedir. Dört fasıldan oluşan birinci bölümde lafız-mâna ilişkisi, delâlet konuları, kaplam, içlem, beş tümel, tanımlar, tanım yanlışları, dilin kaynağı gibi konular özet halinde ele alınır.On eserli mecmuanın dördüncü eseridir. Nüshanın istinsahı Ömer b. Mehmed b.Ömer b. Hasan b. Mustafa tarafından Larende Hisarönü Medresesi’nde Tâîzâde Hasan Efendi’nin meclisinde bitmiştir. İstinsah tarihi olarak sadece Şaban ayının ikindi namazı vakti verilmektedir. Müstensih, yılı yazmayı unutmuş olmalıdır. İstinsah kaydında müstensihin imzası da yer almaktadır. Müstensih, istinsah kaydının yanına Türkçe yazdığı notta okuyuculardan Fatiha istemektedir. 152a’da silinmiş bir mühür, eserin adı, Arapça beyit ve 1201/1786-7 ile 1212/1797-8 senelerinde meydana gelen gün ve ay tutulmasına dair iki adet Türkçe not vardır. Birinci notta Karamanlı ile İçelli’nin çimen kavgası ettikleri gün, aynı zamanda gün tutulmasının olduğu; ikinci notta ise Pazvantoğlu ile Ali Paşa’nın kavga ettikleri sene ay tutulmasının olduğu kaydedilmektedir. Bu yaprak aynı zamanda müsvedde olarak da kullanılmıştır. 152b’de mühür, 174b-175a arasında 3 adet şukka, 190b’de delâletin çeşitlerine dair fevâid ile Tehzîb’den alıntı vardır.Derkenarlarda haşiyeler, atır aralarında notlar vardır. Haşiyeler arasında Seyyid Şerif, Siyâlkûtî, Müftîzâde, ‘Imâd, Hâşiyetu Şerhi’-Metâli‘ gibi müellif ve eserlerden iktibaslar vardır. Bazı notların altında ise “Takrîr-i üstâz” kaydı yer almaktadır. Nüsha reddâdelidir MS 475: Mantık ilminde külliyat-ı hamse diye bilinen cins, nevi, fasıl, hasse ve araz-ı ‘âm’mı konu alan Îsâgûcî türünde birçok eser kaleme alınmıştır. Esîruddin el-Ebherî’nin Îsâgûcî fi’l-Mantık ve Risaletu’l-Esîriyye fi’l-Mantık ismiyle bilinen eseri, Îsâgûcî literatürünün en meşhur çalışmasıdır. Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulan Ebherî’nin bu metni üzerine şerh, haşiye ve ta‘lîkâtlar yazılmıştır. Hüsâmeddin Hasan el-Kâtî’nin Şerhu Îsâgûcî’si ve ilk Osmanlı Şeyhulislamı Molla Fenârî’nin el-Fevâidu’l-Fenâriyye’si bunların başında gelmektedir. Molla Fenârî’nin el-Fevâidu’l- Fenâriyye’si üzerine de haşiyeler yazılmıştır. Kul Ahmed diye bilinen Ahmed b. Muhammed b. Hızır’ın elimizdeki haşiyesi de bu çalışmalardan bir tanesidir. Esere, müellifine istinaden Kul Ahmed (veya galat-ı meşhur olarak Kavl-i Ahmet de) denilmektedir. Eserin el-Fevâidu’l-Fenâriyye ile birlikte çeşitli baskıları bulunmaktadır. MS 476: Esîruddin el-Ebherî de Îsâgûcî fi’l-Mantık isimli meşhur metnine Osmanlı Şeyhulislamı Molla Fenârî’nin yazdığı şerhtir. Molla Fenârî’nin bu eseri üzerine de Kul Ahmed diye bilinen Ahmed b. Muhammed b. Hızır, Ebu Bekir b. Abdulvahhab, Burhanuddin Ebu Kemaluddin haşiye yazmışlardır. Molla Fenârî eserin girişinde talebelerin (ihvân) mütalaası için kaleme aldığı bu eseri (Îsâgûcî) bir kış günü (aksari’l-eyyâm) sabahın erken saatinde yazmaya başlayıp akşam ezanıyla birlikte bitirdiğini kaydetmektedir. Ek bilgiler: On eserli mecmuanın altıncı eseridir. Nüshanın istinsahı Rebiulevvel 1087/ Mayıs-Haziran 1676’da öğle ezanının okunduğu sırada Konstantiniyye’de Sahn-ı Seman Medresesi’nde bitmiştir. İsmini vermeyen müstensih, kendisinin o esnada mezkûr medresede sâkin olduğunu kaydetmektedir. Müstensih bu kayıtta Konstantiniyye’yi “emn ü emânet yurdu” olarak takdim etmektedir. Derkenarlarda içlerinde Burhanuddîn, İsâgucî, Şerhu’ş-Şemsiyye, Metâli‘u’l-en-zâr, Hocazâde, Kul Ahmed, Kutbuddîn, Berda‘î, Süleyman Karabâğî, Sadullah gibi müellif ve eserlerden iktibaslar dikkati çekmektedir. Nüsha reddâdelidir. 246a’da başka bir nahiv eserine ait bir yaprak vardır. 271b boştur. MS 477: Esîruddin el-Ebherî de Îsâgûcî fi’l-Mantık isimli meşhur metni üzerine Hüsâmeddin Hasan Kâtî’nin yazdığı şerhtir. Îsâgûcî şerhlerinin ilki olarak bilinen bu şerh üzerine de aralarında et-Tâlişî, el-Berda‘î, Yahya b. Nasûh, Şirvânî ve Karaca Ahmed gibi âlimlerin olduğu kimseler tarafından haşiyeler yazılmıştır. Yüksek lisans tezi olarak çalışılan eserin çeşitli baskıları da bulunmaktadır.Ek bilgiler: On eserli mecmuanın yedinci eseridir. Nüshanın istinsahı Cemaziyelâhir, 1100/Mart-Nisan 1688-89 Perşembe günü işrak vaktinde bitmiştir. Derkenarlarda fazla haşiye yoktur. Nüsha reddâdelidir. 297b’de “Kök Ahmed Oğlu Mustafa’nın hayratıdır, vakfıdır, kuruş otuz beş (35)” yazılı vakıf kaydı vardır. MS 478: Esîruddin el-Ebherî de Îsâgûcî fi’l-Mantık isimli meşhur metni üzerine Hüsâmeddin Hasan Kâtî’nin yazdığı şerhin haşiyesidir. Bu haşiye üzerine Mestcizâde Abdullah b. Ömer bir haşiye kaleme almıştır. et-Tâlişî’nin eserinin baskısı yapılmıştır (Mardin, 2012). Ek bilgiler: n eserli mecmuanın sekizinci eseridir. Nüshanın istinsahı İsmail b. Hasan tarafından 1114/1702-3 senesinde bir akşam vakti bitmiştir. Müstensih kendisini nüshanın sahibi ve kâtibi olarak takdim etmektedir. Şu durumda bu istinsah kaydı aynı zamanda bir temellük kaydı kabul edilmelidir. İstinsah kaydının altındaki tarihsiz bir başka temelllük kaydında ise nüshanın sahip ve mâliğinin Mele Mahmud olduğu kaydedilmektedir. 298a’da besmele üzerine ta‘likât vardır. Muhammet b. Abdülhâdî’nin tarafından yazılmıştır ve bunun için ayrıca bir katalog tanımlaması yapılmamıştır. 353b’de İsmail adına 1144/1731-2 tarihli temellük kaydı vardır. Nüshanın baş tarafındaki yapraklarda derkenarlar bulunmaktadır. Bu derkenarlarda aralarında Tarsûsî, Abdurrahman, Berda‘î, Şirvânî gibi müellif ve eserlerinden alıntılar vardır. Bazı notların imza kısmında ise “Âh mine’l-mevt” bazılarında ise “Âh mine’l-mevt ba‘de’l-vusûl” yazmaktadır. Nüsha reddâdelidir. MS 479: Elimizdeki eser, tartışma metodolojisi âdâbu’l-bahs ve’l-münazaranın kurucusu kabul edilen Şemsüddîn Muhammed b. Eşref el-Hüseynî es-Semerkandî’nin felsefe, fıkıh ve kelâm disiplinlerinin hepsi için geçerli olabilecek şekilde münazara sanatı üzerine telîf ettiği eserine Mesud b. Hüseyin eş-Şirvânî’nin yazdığı şerhtir. Kitap isminin bazı nüshalarda müellifine nispeten Mesud ya da Mesud Bey olduğu görülmektedir. Elimizdeki nüshanın istinsah kaydında da eserin Mesûd diye bilindiği kaydedilmektedir. Kaynak eser tanımlar, bahs ve münazara düzeni ve de örnekler olmak üzere üç kısma ayrılmaktadır. Şirvânî’nin bu şerhinin tenkitli neşri yapılmıştır (bkz. Kaynakça). Ek bilgiler: On eserli mecmuanın dokuzuncu eseridir. 21 Cemaziyelahir, 1108/15 Ocak 1697 Pazar günü Abdullah b. Mehmed tarafından istinsah edilmiştir. 356. yaprak yırtıktır. Derkenarlar birkaç tashîh kaydı dışında boştur. Nüsha reddâdelidir.MS 480: Mantık ilminde külliyat-ı hamse diye bilinen cins, nevi, fasıl, hasse ve araz-ı ‘âm’mı konu alan Îsâgûcî türünde birçok eser kaleme alınmıştır. Esîruddin el-Ebherî’nin Îsâgûcî fi’l-Mantık ve Risaletu’l-Esîriyye fi’l-Mantık isimleriyle bilinen eseri Îsâgûcî literatürünün en meşhur çalışmasıdır. Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulan Ebherî’nin bu metni üzerine şerh, haşiye ve ta‘lîkât gibi yüze yakın çalışma yapılmıştır. Bu şerh de o çalışmalardan bir tanesidir. el-Kıyâs olarak bilinen müellifin talebeler arasında Şerîfî olarak bilindiğini belirten Bağdatlı İsmail Paşa, müellifin bu eserini 1175/1761-2 senesinde telîf ettiğini/tamamladığını kaydeder; fakat elimizdeki nüshada telîf tarihine dair bilgi yoktur. Ek bilgiler: uanın onuncu eseridir. Eserin elimizdeki nüshası son taraftan eksiktir. 382a’da Hafız Mehmet, Hafız Ali Efendi ve Hafız İbrahim Efendi adına temellük kayıtları vardır. Fakat bu kayıtlar daha ziyade müsvedde maksadıyla atılmış gibi durmaktadır. Yine aynı yerde Ayet-i kerimeden bir bölüm ve mantık ilmine dair fevâid vardır. Mecmuaya dair: Mecmuada on eser bulunmaktadır; dokuz tanesi tam, bir tanesi son taraftan eksiktir. Tam olan eserlerin hepsinde istinsah kaydı vardır. Bunlardan yedi tanesi tarihlidir, bir tanesinde ise yıl belirtilmeksizin sadece ay ve günün dilimi yer almaktadır. Tarihli nüshaların bir tanesi 16. yüzyıla, beş tanesi 17. yüzyıla, bir tanesi ise 18. yüzyıla aittir. Müstensihlerden sadece altı tanesi ismini belirtmektedir. Nüshalardan bir tanesi Larende Hisarönü Medresesi’nde Tâizâde Hasan Efendi’nin meclisinde, diğeri Sahn-ı Seman Medresesi’nde bitmiştir. Bir nüsha ise Anarlı Köyü’nde Abdülgafûr Efendi’nin meclisinde bitmiştir. Meclislerde istinsahın bitmesi müstensihlerin o esnada ders halakasında olduklarını işâret etmektedir. Mecmuadaki nüshalarda üç özellik dikkati çekmektedir: Birincisi mecmuadaki on eserden dokuz tanesi mantık, bir tanesi ise münazara ilmine aittir. Tema olarak ortak taraf mantıktır. İkinci özellik ise şerh-haşiye mecmuası olmasıdır. Mecmuadaki eserlerden beş tanesi şerh, beş tanesi ise haşiye türündendir. Sonuncu olarak da mecmuada nüsha sahipleri olarak müderrisler, talebeler ve hafızlar öne çıkmaktadır. Mecmuada direkt ve dolaylı olmak üzere iki tür temellük kaydı vardır. Birinci ve ikinci nüshanın sahibi Müderris Abdurrahman’dır. Üçüncü nüsha ise bir tabeleye aittir. Ali b. Recep b. Aliyyuddin bu nüshayı bir mecliste 1689’da bitirmiştir. Ali b. Recep’i diğer temellük kayıtlarından farklı kılan şey bu nüshaya sahip olduğunu istinsah kaydında söylemesidir. Yani istinsah kaydı aynı zamanda dolaylı yoldan temellük kaydı görevide görür. Aynı nüshanın diğer bir sahibi ise Abdullah b. Hacı Halil b. Hasan b. Abdulhalim el-Karatâşî’dir. Nüshaya sahip olduğu sene 1824/5’tir. Abdullah b. Hacı Halil bu nüshayı on üç kuruşa almıştır. Dördüncü nüshada 1797/8 tarihli notta Pazvantoğlu ile Ali Paşa’nın kavga (muharebe) ettikleri sene ay tutulması meydana geldiği yazılmaktadır. Kastedilen Pazvantoğlu Osman ile Tepedelenli Ali Paşa olmalıdır. Bu durumda nüshanın 18. yüzyılın sonlarında Vidin taraflarında olduğunu söylemek mümkündür. Beşinci nüshada Seyyid Abdullah adına mühür vardır. Altıncı nüshanın sahibi istinsahın bittiği esnada kendisinin İstanbul’da (Konstantiniyye) Sahn-ı Seman medresesi’nde sakin olduğunu bildirmektedir. Bu ifade onun talebe ya da müderris olduğuna ve nüshanın da sahibi olduğuna delalet eder. Müstensihin şehirden emn ü emanet yurdu olarak bahsetmesi dikkat çekicidir. Altıncı nüshada bir vakıf kaydı vardır. Buna göre nüsha Kök Ahmed Oğlu Mustafa’nın hayratıdır. O nedenle bu da dolaylı bir temellük kaydıdır. Bu kayıtta dikkati çeken şey ise nüshanın bedelinin de yazılmasıdır (35 kuruş). Sekizinci nüshanın müstensihi İsmail b. Hasan aynı zamanda nüshanın da sahibidir (1702/3). Bu, elimizdeki mecmudaki üçüncü dolaylı temellük kaydıdır. Bu nüshanın vaktiyle bir diğer sahibi ise Mele Mahmud’tur. Aynı nüshanın üçüncü sahibi ise İsmail isimli bir kimsedir (1731/2). Onuncu nüshada ise Mehmed, Ali Efendi ve İbrahim Efendi adına üç farklı temellük kaydı vardır. Üçününde ortak tarafı hafız olmalarıdır. Diğer yandan mecmuada silinmiş mühür bulunmaktadır. Bunların herhangi birisinin mecmuanın bütününe sahip olduklarına dair bir bilgi yoktur.Paper type: MS 471, MS 472, MS 473, MS 474, MS 475, MS 476, MS 477, MS 478, MS 479, MS 480 : Filigranlı, âherli, sarı renkli ince kağıtCalligraphic style: MS 471, MS 472, MS 473, MS 475, MS 477 : Talik / Taʿlīq script, MS 476, MS 478, MS 479, MS 480 : Nesih / Naskh scriptInk color: MS 471, MS 472, MS 473, MS 474, MS 475, MS 476, MS 477, MS 478, MS 479, MS 480 : SiyahDescription of script: MS 471 : Yaprak sayısı : 1b-78b / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 19 / Yazı alanı boyutu : 125x70 mm / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 472 : Yaprak sayısı : 79b-98a / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 23 / Yazı alanı boyutu : 130x105 mm / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 473 : Yaprak sayısı : 100b-151b / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 17 / Yazı alanı boyutu : Değişken / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 474 : Yaprak sayısı : 152b-190a / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 17 / Yazı alanı boyutu : Değişken / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 475 : Yaprak sayısı : 191a-244b / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 17 / Yazı alanı boyutu : Değişken / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 476 : Yaprak sayısı : 246b-271a / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 19 / Yazı alanı boyutu : Değişken / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 477 : Yaprak sayısı : 272a-297a / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 13 / Yazı alanı boyutu : Değişken / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 478 : Yaprak sayısı : 298-352b / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 19 / Yazı alanı boyutu : Değişken / Kağıt boyutu : 200x145 mm. MS 479 : Yaprak sayısı : 353b-381b / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 17 / Yazı alanı boyutu : 145x75 mm / Kağıt boyutu : 205x145 mm. MS 480 : Yaprak sayısı : 382b-401b / Sütun sayısı : 1 / Satır sayısı : 21 / Yazı alanı boyutu : 150x80 mm / Kağıt boyutu : 200x145 mm.